Şekerim var ezilecek
Tülbentlerden süzülecek
Bahşişimi gönderiniz
Çok yer var gezilecek
Büyüklerimize, “Ah, nerde o eski ramazanlar…” dedirten geleneksel Ramazan ayının rituellerinden biri de şüphesiz Ramazan manileri. Sahurda tokmaklarıyla davulunu çalan Ramazan davulcuları mâni de söylerdi. Mâni söyledikleri zaman tokmaklarını durdurur, mâni bittiği zaman ise davullarını tokmaklamaya devam ederlerdi. -Di diyorum; çünkü artık bırakın mâni duymayı, Ramazan davulunun sesini bile duymuyoruz. Evet teknoloji gelişti, evet alarmlar bizi kaldırıyor. Evet, eski mahalleler yok; davulcu nerede çalsın davulu? Evet, gökyüzüyle yarışan gökdelenler, lüks rezidanslar, güvenlikli siteler var artık. Hepsine evet, ne yazık ki evet. Ama topu topu kaç rituelimiz kaldı ki bize eskinin naftalin kokusunu getiren? Geçmişin güzelliklerini az da olsa yaşatan ve bir zamanlar insan olduğumuzu hatırlatan?..

Ramazan Manileri
Mâni Söylemek Aslında Eski Bir Gelenek…
Yedi heceli, dört mısralı, tek kıtadan oluşan anonim halk edebiyatı nazım biçimine mâni; bunun belirli ortamlarda, bilen kişiler tarafından ve geniş bir katılımla, belirli bir ezgiyle söylenmesine de mâni söyleme geleneği deniyor. Derdin, özlemin, sevginin mâni ile anlatılması çok eskilerden bugüne değin sürdürdüğümüz bir gelenek aslında. Gelin hamamında, tarlada, kına gecelerinde, gelin-kaynana, kadın-erkek atışmalarında iletişimin odağı olan mâni söylemek belki küçük yerleşim yerlerinde, köylerde ve bazı kasabalarda devam etse de şehirlerde esamesi okunmuyor. Söylendiği yerin gelenek ve kültürünü de dizelere taşıyan mâniler, sevgi temasını kendine yörünge edinip şenliklerde, asker uğurlamalarında, evlenme törenlerinde, Hıdırellez kutlamalarında, yardımlaşma toplantıları gibi ortamlarda söylenerek insanların birbiriyle içten ve daha nitelikli iletişim kumalarını sağlıyor.
Ramazan, Geleneklerimizi Hatırlatıyor
Gelgelelim eski halk kültürü geleneği mâniler, zamanla önemini kaybedip azalmaya başlıyor. Belki Anadolu’nun köylerinde hâlâ devam eden mâni geleneğini günümüzde sadece Ramazan ayında yaşıyoruz. Bu bakımdan, maddi ve manevi bereketiyle gelen Ramazan, Ramazan manileri ile unutulmaya yüz tutmuş geleneklerimizi hatırlatmasıyla önemli bir görev de üstleniyor diyebiliriz. Ramazan ayının bir festival havasında geçtiği Osmanlıda sahura doğru ortaya çıkan davulcular mâni geleneğini Ramazan boyunca devam ettiriyor…
Davulumun ipi koptu
Çocuklar neden korktu
Şu sokaktan geçerken
Burnuma börek koktu
Ramazan Manisi Söyleyen Davulcuya Mendil Veriliyor
O dönemlerde sokak sokak gezip mâni okuyarak ahaliyi sahura kaldıran bekçi ve davulculara yalnızca para değil, mendil veya pamuklu kumaş da veriliyor. Çocuklar mânilerle eğlendiği için (maniler genellikle çocuklara yönelik ve eğlendirici olurmuş) davulcuların bahşişi biraz geç verilirmiş ki, daha çok mâni söylesinler. Mahalleli mânileri severse, daha fazla söylesin diye davulcuya ricada bile bulunuyorlar. Davulcu ise kıramıyor ve başlıyor Ramazan manileri söylemeye…
Davulumun ipi kaytan
Kalmadı sırtımda mintan
Verin ağalar bahşişim
Alayım sırtıma mintan
***
Bak geldi etli dolma
Çok yiyip göbek salma
Üstüne bir kahve iç
Teravihe geç kalma!
***
Cümle aya sultân olan
Dertlülere dermân olan
Hakk’dan bize ihsân olan
Oruç ayı geldi yine.
***
Bu elma beş olsaydı
Armutla eş olsaydı
İftarda hurma yemek
Bize nasip olsaydı
***
Pilavın kokusu var
Mâninin arkası var
Bahşişimi yollayın
Gözümün uykusu var
Eski Ramazan Gelenekleri – I yazımıza da bekleriz sevgili okur😉
Bir önceki Cristiano Ronaldo : Gönülleri Fetheden Futbolcu başlıklı yazımızda, Ronaldo Filistin açıklaması, Cristiano Ronaldo hayatı ve Ronaldo hakkında önemli bilgiler yer alıyor.