Her yeni kitapta bambaşka dünyalara adım atarız. Her yeni kitapta değişik diyarlara göç eder dururuz. Okuduğumuz kitapların kahramanlarını sevgiyle bağrımıza basar, hasretle kucaklarız kavuşamayan sevgilileri… Bazen Bolu Bey’ine karşı duran yiğit delikanlı Köroğlu’yuzdur, bazen de aşkını uçsuz bucaksız çöllerde arayan Mecnun. Gün olur, insanlara iyilik etmek için tefeci bir kadını öldürüp paralarını alan ve sonra da pişmanlık duyarak teslim olan Raskolnikov oluruz, gün olur Abdi Ağa’nın zulmü altında ezilen İnce Memed’in acısını yüreğimizde yaşarız. Kim olursak olalım hep farklı diyarlarda, farklı coğrafyalarda, farklı kimliklerde, farklı bedenlerde hayat buluruz. Karakterlerini tanımanızı ve bu karakterlerin yaşamlarına dahil olmanızı istediğimiz mutlaka okunması gereken 10 kitap adıyla hazırladığımız listeyi sizinle paylaşmaktan büyük bir keyif duyuyoruz. Kahvenizi yudumlarken sizin için listelediğimiz, tadına doyamayacağınız bu eşsiz kitapların dünyasına yolculuğa çıkmaya hazır olun.
1- Dinle Küçük Adam (1948) Wilhelm Reich
“Boks maçı yerine kitapçıya git, eğlence merkezlerine gitmek yerine uzak ülkelere seyahat et. Doğayı düzeltmeye çalışma, onu kavramayı ve korumayı öğren…”
Eser, yayımlandığı güne ve geleceğe ışık tutar. Wilhelm Reich, eserinde yirminci yüzyıl yaşamını ve insanı yoğun bir biçimde eleştirir. Onlara ‘küçük adam’ şeklinde seslenir. Küçük adamları, boyun eğen, her şeyi kabullenen, sevgiden yoksun kişiler olarak tanımlar. Kitabın genelinde karamsarlık, olumsuz eleştiriler yer alsa da Wilhelm’da insanlığa dair ümitlerin yeşereceğine olan inancın ayak izlerini görmek mümkün. Her cümlesinin, her kelimesinin dikkatle okunması gereken bir eser. Kitabı başucunuzdan ayırmayın, bize söyleyeceği, hatırlatacağı o kadar çok şey var ki…
2- Küçük Prens (1943) Antoine de Saint-Exupéry
”Senin gezegenindeki insanlar” dedi Küçük Prens.
”Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama yine de aradıklarını bulamıyorlar…”
”Evet, bulamıyorlar ” diye yanıtladım onu.
”Halbuki aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda olabilir.”
”Haklısın” dedim. Bunun üzerine küçük prens şöyle dedi:
”Ama gözler gerçeği görmez ki. Yüreğiyle aramalı insan.”
Küçük Prens’in yalnızca bir çocuk kitabı olmadığını hatırlatalım. Çocukları yetişkinliğe, yetişkinleri de daha iyi birer yetişkin olmaya hazırlayan bu tadına doyulmaz eserden öğrenilecek çok şey var.
Kitapla ilgili çok ilginç bir bilgiyi de sizinle paylaşmak isteriz. Kitap en başta 1000 sayfalık bir eserdir. Kitabın yazarı titiz bir çalışmayla eseri şimdiki haline getirir. Yazar Saint-Exupéry, bunun sebebini de şu etkileyici sözlerle ifade eder; “Mükemmelliğe, yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, yazıdan çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır.”
Not: Kitapta yer alan tüm çizimler aslında bir pilot olan kitabın yazarı Antoine de Saint-Exupéry’na ait sulu boya çalışmalardır.
3- Yüzyıllık Yalnızlık (1967) Gabriel García Márquez

mutlaka okunması gereken 10 kitap
“Her zaman seni üzecek birileri olacaktır. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek.”
Yüzyıllık Yalnızlık, 1982 Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Kolombiyalı yazar Márquez’in en önemli eseri olarak kabul edilir. Yazarın kitapla ilgili olarak; “Gerçekliğe dayanmayan tek bir cümle yoktur” ifadesi çok önemlidir. Konunun işleniş biçimi, kullanılan dil ve diğer unsurlar başarılı bir bütünlük içerisinde okuyucuya sunuluyor. Henüz okumamış olanların çok şey kaybettiğini düşündüğümüz bir başyapıt diyebiliriz.
4- Suç ve Ceza (1866) Fyodor Dostoyevski
“Namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, zaten herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır.”
Dünya klasikleri arasında bir başyapıt olarak yerini alan eser; St. Petersburg’un sefil ve aşağılık dünyasında yaşayan kahramanımız Raskolnikov’ un yaşam mücadelesini ve kendi iç hesaplaşmalarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne sererken kendimizi sorgulamamızı da sağlıyor.
5- Hayvan Çiftliği (1945) George Orwell
“Şunu da unutmayın ki, insana karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz. Onu alt ettiğimiz zaman bile, onun kötü alışkanlıklarını benimsemeye kalkmayın.”
George Orwell tarafından kaleme alınan eser, sol görüşe sahip olduğu bilinen yazarın korkusuzca dönemin sol anlayışını eleştirdiği bir yapıt özelliğini taşıyor. Kara mizahı çok iyi kullanan ve değişik benzetmelerle eleştiri oklarını büyük bir kararlılıkla atan yazar, aslında diktatörlüğü ve tüm baskıcı rejimleri eleştiriyor.
6- Dönüşüm (1915) Franz Kafka
“Anlık sorunlara o denli odaklanmışlardı ki, gözlerinin önündeki basit gerçekleri bile idrak edebilmekten aciz bir duruma gelmişlerdi.”
Kitap, Kafka’nın üslubunun gerçek anlamda zirveye taşındığı bir eser olarak kabul ediliyor. Burjuva ailelerdeki ve yine bu çevredeki çürümüş ilişkileri, çirkinlikleri tüm detaylarıyla inceleyen yapıt, eleştirmeyen, boyun eğen bir toplumun portresini de cömertçe sunuyor.
7- Şeker Portakalı (1968) José Mauro De Vasconcelos

Mutlaka okunması gereken 10 kitap
”Destedeki bütün kartları öğrenmiştim. Ama valeleri pek sevmiyordum. Nedendir bilmem, kralın uşağı gibi bir görünüşleri vardı!”
Kitabın yazarı Vasconcelos, kitabı on iki günde yazdığını ancak yirmi yıldan fazla süredir yüreğinde taşıdığını söyler. Eserin başkahramanı Zeze’nin yıllar geçtikçe yaşadığı serüvenleri, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında maruz kaldığı büyük yıkımları, sarsıntıları anlatır. Kütüphanenizin en güzel köşesinde yer açmanız gereken bir eser.
8- İlahi Komedya (1317) Dante Alighieri
“Başkalarının ekmeğinin ne kadar tuzlu, başkalarının merdivenlerinden çıkmanın ne kadar zor olduğunu göreceksin.”
Cehennem, Araf ve Cennet adlı üç bölümden oluşan eser, yazarın sürgün yıllarında yazdığı ve öteki dünyaya yaptığı düşsel yolculuğun yansımalarını oluşturur. Diğer bir ifadeyle Dante bu eserinde cehenneme yaptığı uzun yolculuğu bize aktarır. Yazar, eseri tam 14 yılda tamamlamıştır.
9- Ana (1906) Maksim Gorki
“Her şeye katlanacağım, hepsine dayanacağım. Çünkü içimde hiçbir şeyin ezip yok edemeyeceği bir zevk var ki o da, direnişim ve gücümdür.”
Toplumcu gerçekçi edebiyat türünün önemli başyapıtlarından biri olan eser, sıradan bir annenin sıkı bir eylemciye dönüşmesi sürecini konu ediniyor. Ekim Devrimi’ne giden süreçte Çarlık Rusya’sında yaşananları da başarılı bir biçimde aktaran kitap, devrimci mücadelenin sadece erkeklere mal edilmesinin büyük bir hata olacağı yanılgısını da hissettiriyor.
10- Simyacı (1988) Paulo Coelho

mutlaka okunması gereken 10 kitap
“Çünkü ben ne geçmişte, ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun. O zaman hayat bir bayram, bir şenlik olacak; çünkü hayat, yaşamakta olduğumuz andan ibarettir ve sadece budur.”
Kitapla ilgili en ilginç nokta; romanın Mevlânâ’nın ünlü Mesnevi’sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılmış olmasıdır. Yazar, roman kahramanı Santiago üzerinden aslında insanın mutluluğa ulaşması, insanın yazgısına egemen olması gibi meselelerin çözümünde insanlığa geniş ufuklar açmaya çalışıyor.
“Bir önceki Pratik Cilt Bakım Önerileri başlıklı yazımızda cilt bakımı tavsiyeleri, cilde bakım önerileri, cilt bakım maskeleri ile ilgili konular yer alıyor. “